🎰 MistyCasino’a Giriş Yapmak İçin Tıkla!

Akıllı telefonlar, kaygılı bağlanmayı tetikliyor mu?

  • Konbuyu başlatan Mistycasino
  • Başlangıç tarihi
M

Mistycasino

Administrator
Yönetici
Akıllı telefonlar, kaygılı bağlanmayı tetikliyor mu?

Son yıllarda teknolojik cihazların hayatımızda büyük bir yer edinmesiyle birlikte, davranış kalıplarımızda da bazı değişimler meydana gelmeye başladı. Uzmanlar, özellikle akıllı telefon bağımlılığının bağlanma stilleri üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini belirterek uyarıyor.

2Y9p3Y8ZJkKj3_E1Lfy8rw.jpg

2010 yılı öncesinde ebeveynler, çocuklarının tam olarak nerede olduğunu bilmezdi. Eşler ya da sevgililer de birbirine her an ulaşamazdı. Bu durum, o dönemin doğal bir parçasıydı. İnsanlar belirsizlikle yaşamayı öğrenmişti; endişelerini bastırır, sevdiklerinin bir şekilde güvende olduğunu varsayarlardı. Dahası, insanlar hem daha fazla mahremiyet hem de daha fazla bağımsızlık sahibiydi. Nerede olduklarını kimse bilmeden zaman geçirebilir, izlenmeden ve takip edilmeden hayatlarına devam edebilirlerdi.
HsVZcQbSykufniSrlzAfng.jpg

Bugün ise durum tamamen değişmiş durumda. Artık neredeyse herkese her an ulaşmak mümkün. Bir anne ya da baba çocuğuna mesaj attığında birkaç dakika içinde cevap bekliyor. Cevap gelmezse panik, öfke ya da ikisi birden devreye giriyor: "Nerede? Neden cevap vermiyor? Başına bir şey mi geldi?" Akıllı telefonların kaygılı bağlanmayı teşvik ettiğini öne süren Klinik psikolog Corinne Masur, bu görüşün psikolojik açıdan temelsiz olmadığını ifade ediyor.
7FegP9hHXUyOqfS5_GgE3g.jpg

Psychology Today'de yer alan habere göre, bağlanma stilleri üzerine çok şey yazıldı ancak popüler kaynaklardaki bilgilerin çoğu yanıltıcı. Bu kavramı ilk tanımlayan isim, psikolog Mary Main. Main, kaygılı bağlanmanın bakım veren kişinin tutarsız davranışları sonucunda gelişen güvensiz bir bağlanma biçimi olduğunu aktarıyor. Bu tarzda bağlanan çocuklar, bakım verenden ayrıldıklarında yoğun stres yaşar ancak geri dönüşte bile tam anlamıyla rahatlayamazlar. Çünkü ihtiyaçlarının karşılanacağına dair güvenleri yoktur. Bu durum sadece çocuklar için geçerli değil. Günümüzde, ebeveynler de çocuklarına karşı aynı türde bir kaygılı bağlanma sergiliyor olabilir. Özellikle akıllı telefonlar sayesinde sürekli bağlantıda olabilme imkânı, bu kaygının beslenmesine katkı sağlıyor.
W1EQW0L1-0KviVBnd9DZKg.jpg

Bu durum, aralıklı pekiştirme (intermittent reinforcement) olarak bilinen bir psikolojik süreci tetikliyor. En güçlü öğrenme biçimi olarak bilinen bu mekanizmada, düzensiz aralıklarla gelen yanıtlar, davranışın artmasına neden oluyor. Bu durumda artan davranış ise sürekli mesaj atmak ve aramak.
VOAGuqOf2E-_Jt6tmrhSEg.jpg

Günümüzde birçok insan, sevdiklerinin nerede olduğunu bilmeye o kadar alıştı ki artık belirsizliğe tahammül edemiyor. Cevap gecikince ise kontrol ihtiyacı devreye giriyor. Peki, bu sürekli bağlantı hâli, hem ebeveynler hem çocuklar için ne kadar sağlıklı?
RfzfHG-QbkO8JvYZ-yFyDw.jpg

Uzmanlara göre, bu dijital bağlanma hâli, çocukların bağımsızlık, özgüven ve sorumluluk geliştirme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Sürekli iletişim halinde olmak, çocukların kendi başlarına problem çözme, yalnız kalabilme ya da duygusal dayanıklılık geliştirme becerilerini sınırlayabiliyor. Öte yandan, ebeveynlerin de çocuklarına olan güveni zedelenebiliyor. Bu noktada şu sorular gündeme geliyor: Ebeveynler olarak çocuklarımızla bu kadar sık iletişimde olmak bize gerçekten iyi geliyor mu? Çocuklarımızın her an bize ulaşabilir olması onlar için sağlıklı mı?
hONMJ4q-uEOtQTLcdUVuBg.jpg

Bu soruların kesin cevapları olmasa da, üzerinde düşünmeye değer. Peki ebeveynler ne yapabilir? Çocuğunuza ne sıklıkla iletişim kurmak istediklerini sorun. Takip uygulamalarının onları rahatsız edip etmediğini öğrenin. Hangi davranışların sınır ihlali, hangilerinin destekleyici olduğunu birlikte belirleyin. Her yaşta çocuk, yeterli düzeyde bağımsızlığa ihtiyacı duyar. Bu ihtiyaç yaşa göre değişse de, bu konuda açık ve sağlıklı iletişim kurmak önemlidir.
 
Geri
Üst