M
Mistycasino
Administrator
Yönetici
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu anlatıyor:
“Federasyon olarak devlet birimlerinden aldığımız veriler ve profesyonel arkadaşların çalışması neticesinde, profesyonel liglerde görev yapan 571 aktif hakemin 371’inin bahis hesabı olduğu ortaya çıktı. 371 hakemin 152’sinin aktif olarak bahis oynadığı tespit edildi. 7 üst klasman hakem, 15 üst klasman yardımcı hakem, 36 klasman hakem ve 94 klasman yardımcı hakem. Bunların içinde 10 hakemin 10 binin üzerinde bahis oynadığı, bir hakemin tek başına 18 bin 227 kez bahis oynadığı saptandı...”
Federasyon ve hakemler üzerinde yıllardır suçlama, şaibe, söylenti varken.. Böyle bir araştırmayı yapmak için TFF acaba bugüne kadar neden bekledi? Meraklardan biri bu...
Hakemlerin bahis oynaması... Ve doğal olarak kendilerinin ya da arkadaşlarının oynadığı bahse göre maçlara yön vermesi her türlü kuşkuyu çağrıştıracak konudur.
Acaba hakemlerden ve maçlara etki edebilecek kurumlarda çalışanlardan mal bildirimi isteniyor mu? İstenmelidir.
Özellikle yasa dışı bahis ülkede yediden yetmişe insanları sarmış durumdadır. Sayısız insan kendini bu anafora kaptırmış durumda. Umutlar bahisten kazanılacak paralara bağlanıyor. Çünkü yasal yollardan çalışarak elde edilen paralar geçinmeye yetmiyor. Öte yanda kaçak bahisçilerin ceplerine milyarlar akıyor. Bu kara para da başka uğursuz işlere yöneliyor...
Biz bu hallere düşecek miydik!?
FAZİLET
Cumhuriyet’in kuruluşunun 102. yılındayız. Cumhuriyet Osmanlı devleti ile birlikte çöken; her türlü esarete boyun eğen, yönetimi sorgulamayan, gördüğü her kötülüğü Allah’a havale eden, ilim ve bilimden nasipsiz, yabancı güçlerin oyuncağı bir halkın ve imparatorluğun yerine kuruldu. Yeni bir toplum ruhu, çağdaş kültürle donanmış yeni bir insan tipi yaratmayı hedefledi.
Atatürk’ün sloganı açıklayıcıdır:
“Cumhuriyet fazilettir.”
Cumhuriyet, faziletli yani erdemli insanların rejimidir. Faziletli insanlar yetiştirir. Yıllar yılı Cumhuriyet terbiyesi diye bir kavram toplumda etkili oldu. O nesiller Cumhuriyet ilkelerinin ışığında yetişti. Toplum bu kavramdan uzaklaştıkça faziletten de uzaklaştı. Her türlü yozlaşmanın, bozulmanın, çürümenin tuzaklarına düştü.
Türk toplumu yaşamak için silkinip kendine gelmek zorundadır. Sonunda mutlaka fazilet kazanacaktır.
BACAKSIZ
Gazze için Türkiye’de çeşitli katmanların gösterdiği yakın ilgi ve şefkat birçok ülkede görülenden fazlaydı.
Kimisi samimiydi. Kimisi kendini merhametli göstermek için şov yaptı.
Kimin ne yaptığını yargılayacak değiliz.
Ama samimi yardımseverliğin tam sırası...
Gazze’de öldürülen 80 bin Filistinli yanında 4 bin çocuğun da bacaksız kaldığı resmi rakamlara yansıdı. Kimi çocukların tek bacağı yok, kimisi iki bacağını da kaybetmiş.
Bu çocuklara protez bacak yaptırmak gerekiyor.
Bölgenin şu anda buna maddi imkanı yok.
Türkiye’de vakıflar, dernekler ve benzer kuruluşlar bu çocuklara ellerini uzatabilir.
Gücümüz yettiğince çok çocuğa protez bacak sağlayabiliriz.
Bu bir insanlık görevidir.
Bunun için maddi imkanlara sahibiz.
Bu yönde kampanyalar başlatabiliriz.
Ne duruyoruz?
BAL
“Yeter ki balın olsun, sineği Bağdat’tan gelir”
Böyle bir atasözümüz vardır
Moda’da her gün yeni yeni kafeler açılırken beni de bir merak alıyor.
Bunların müşterisi nereden gelecek?
Fakat bakıyorum.
Bu kafeler yalnız hafta sonları değil hafta içinde bile müşteri buluyor.
Demek ki buranın kahveleri bal gibi lezzetli!
Ya da şehirde daha eğlenceli bir yer yok.
Bu arada iskemleler ya odun ya demirden.
Anti ortopedik ve anti medeni...
Müşteri fazla oturmasın diye önlem alınıyor.
Hayırlı işler diyoruz..
“Federasyon olarak devlet birimlerinden aldığımız veriler ve profesyonel arkadaşların çalışması neticesinde, profesyonel liglerde görev yapan 571 aktif hakemin 371’inin bahis hesabı olduğu ortaya çıktı. 371 hakemin 152’sinin aktif olarak bahis oynadığı tespit edildi. 7 üst klasman hakem, 15 üst klasman yardımcı hakem, 36 klasman hakem ve 94 klasman yardımcı hakem. Bunların içinde 10 hakemin 10 binin üzerinde bahis oynadığı, bir hakemin tek başına 18 bin 227 kez bahis oynadığı saptandı...”
Federasyon ve hakemler üzerinde yıllardır suçlama, şaibe, söylenti varken.. Böyle bir araştırmayı yapmak için TFF acaba bugüne kadar neden bekledi? Meraklardan biri bu...
Hakemlerin bahis oynaması... Ve doğal olarak kendilerinin ya da arkadaşlarının oynadığı bahse göre maçlara yön vermesi her türlü kuşkuyu çağrıştıracak konudur.
Acaba hakemlerden ve maçlara etki edebilecek kurumlarda çalışanlardan mal bildirimi isteniyor mu? İstenmelidir.
Özellikle yasa dışı bahis ülkede yediden yetmişe insanları sarmış durumdadır. Sayısız insan kendini bu anafora kaptırmış durumda. Umutlar bahisten kazanılacak paralara bağlanıyor. Çünkü yasal yollardan çalışarak elde edilen paralar geçinmeye yetmiyor. Öte yanda kaçak bahisçilerin ceplerine milyarlar akıyor. Bu kara para da başka uğursuz işlere yöneliyor...
Biz bu hallere düşecek miydik!?
FAZİLET
Cumhuriyet’in kuruluşunun 102. yılındayız. Cumhuriyet Osmanlı devleti ile birlikte çöken; her türlü esarete boyun eğen, yönetimi sorgulamayan, gördüğü her kötülüğü Allah’a havale eden, ilim ve bilimden nasipsiz, yabancı güçlerin oyuncağı bir halkın ve imparatorluğun yerine kuruldu. Yeni bir toplum ruhu, çağdaş kültürle donanmış yeni bir insan tipi yaratmayı hedefledi.
Atatürk’ün sloganı açıklayıcıdır:
“Cumhuriyet fazilettir.”
Cumhuriyet, faziletli yani erdemli insanların rejimidir. Faziletli insanlar yetiştirir. Yıllar yılı Cumhuriyet terbiyesi diye bir kavram toplumda etkili oldu. O nesiller Cumhuriyet ilkelerinin ışığında yetişti. Toplum bu kavramdan uzaklaştıkça faziletten de uzaklaştı. Her türlü yozlaşmanın, bozulmanın, çürümenin tuzaklarına düştü.
Türk toplumu yaşamak için silkinip kendine gelmek zorundadır. Sonunda mutlaka fazilet kazanacaktır.
BACAKSIZ
Gazze için Türkiye’de çeşitli katmanların gösterdiği yakın ilgi ve şefkat birçok ülkede görülenden fazlaydı.
Kimisi samimiydi. Kimisi kendini merhametli göstermek için şov yaptı.
Kimin ne yaptığını yargılayacak değiliz.
Ama samimi yardımseverliğin tam sırası...
Gazze’de öldürülen 80 bin Filistinli yanında 4 bin çocuğun da bacaksız kaldığı resmi rakamlara yansıdı. Kimi çocukların tek bacağı yok, kimisi iki bacağını da kaybetmiş.
Bu çocuklara protez bacak yaptırmak gerekiyor.
Bölgenin şu anda buna maddi imkanı yok.
Türkiye’de vakıflar, dernekler ve benzer kuruluşlar bu çocuklara ellerini uzatabilir.
Gücümüz yettiğince çok çocuğa protez bacak sağlayabiliriz.
Bu bir insanlık görevidir.
Bunun için maddi imkanlara sahibiz.
Bu yönde kampanyalar başlatabiliriz.
Ne duruyoruz?
BAL
“Yeter ki balın olsun, sineği Bağdat’tan gelir”
Böyle bir atasözümüz vardır
Moda’da her gün yeni yeni kafeler açılırken beni de bir merak alıyor.
Bunların müşterisi nereden gelecek?
Fakat bakıyorum.
Bu kafeler yalnız hafta sonları değil hafta içinde bile müşteri buluyor.
Demek ki buranın kahveleri bal gibi lezzetli!
Ya da şehirde daha eğlenceli bir yer yok.
Bu arada iskemleler ya odun ya demirden.
Anti ortopedik ve anti medeni...
Müşteri fazla oturmasın diye önlem alınıyor.
Hayırlı işler diyoruz..