🎰 MistyCasino’a Giriş Yapmak İçin Tıkla!

Bazen durmak en bilinçli ilerleyiştir

  • Konbuyu başlatan Mistycasino
  • Başlangıç tarihi
M

Mistycasino

Administrator
Yönetici
690452a4f673ab5ac366dfd5.jpg

Hayatın temposu çoğu zaman nefes almaya bile fırsat bırakmadan bizi bir yerlere sürükler. Yetişmemiz gereken insanlar, tamamlamamız gereken işler, bitmek bilmeyen listeler ve sürekli hız… Bu hengâmenin içinde çoğu kez kendimizi kaybederiz. Bir şeyleri eksik yapmaktan korkar, durduğumuzda ise geride kalacağımızı sanırız. Oysa bazen gerçek ilerleme, hiçbir adım atmamakla mümkün olur. Durmak, kaybetmek değil, içsel dengeyi yeniden kurmanın en bilinçli yoludur.

Durmak, illaki pes etmek anlamına gelmez. Aksine, bazen yönümüzü yeniden bulabilmek için hayatın ortasında bir süreliğine geri çekilmektir. İç sesimizin bastırıldığı, dış seslerin birbirine karıştığı bir dünyada, bir anlığına sessiz kalabilmektir. O sessizlikte kalbimizle konuşmak, zihnimize “Bir de şimdi dinle” diyebilmektir. Çünkü bazı cevaplar, gürültünün içinde duyulamaz, ancak ve ancak dinginliğin içinde yankılanırlar.

Hep güçlü görünmeye, üretmeye, çözmeye alıştık. Oysa hiçbir tohum, sürekli güneş altında kalarak büyümez. Bazen toprağa, karanlığa, beklemeye ihtiyaç duyar. Bizim de zaman zaman o kucaklayıcı toprağa dönmemiz, sessizliğin içinde kendimizi yeniden filizlendirmemiz gerekir. Çünkü gelişim, sürekli hareket etmek değil, gerektiğinde durmayı da bilmektir. Bir süre hareketsiz kalmak, kendi iç sistemimizi onarmak, kalbimizle zihnimiz arasındaki bağı yeniden hizalamak için bize alan yaratır.

Durduğumuzda, hayatın bizden bir şey eksilttiğini sanabiliriz. Oysa o anlarda yaşam bize geri verir; unuttuğumuz bir duyguyu, bastırdığımız bir özlemi, farkında olmadan ihmal ettiğimiz yönlerimizi… Duruş anımız, kalbimizin yeniden hizaya geldiği andır. Zihnimiz plan yaparken içimizden bir ses “Biraz bekle” diyorsa, orada mutlaka bir neden yer alır. Her şeyin zamanı geldiğinde açan çiçekler gibi, bizim de beklemeye, dinlenmeye ve kendimizi yeniden toplamaya hakkımız vardır.

Durabilmek bir taraftan da cesaret ister. Çünkü hiçbir şey yapmamak, eylemsiz kalmak, en büyük eylem haline dönüşebilir. Akışa müdahale etmeden izlemek, olayların kendi ritminde şekillenmesine izin vermek, olgun bir bilincin göstergesidir. Geçmişin izlerini onurlandırırken geleceği zorlamadan, kendimize yüklenmeden, sadece bulunduğumuz yerde kalabilmek… Bu, zayıflık değil, tam tersine farkındalığın gücüdür.

Durduğumuzda fark ederiz, dünya bizden bir şey beklemiyor, sadece biz kendimizden çok şey bekliyoruz. Ve o beklentiler ne kadar azalırsa, huzur o kadar çoğalıyor. Çünkü bazen durmak, yaşamla yeniden aynı frekansta nefes almak gibidir. Duran değil, derinleşen oluruz. Bazen de en doğru yön, hiçbir yere gitmemektir. En bilgece karar, bir süreliğine sadece kendimizle baş başa kalmaktır. Ve o sessizliğin, dinginliğin, yalnızlığın ve bekleyişin içinde, farkında olmadan dönüşürüz.
 
Geri
Üst