M
Mistycasino
Administrator
Yönetici
Saatlerin bazı özelliklerinden hiç hoşlanmıyorum. Ben estetik ve işlevsellik arasında denge arıyorum ama üreticilerin yaptığı küçük fakat kötü seçimlerin bazen tüm tasarımı mahvedebildiğini görüyorum. Bu yazıda, saatlerde beni en çok rahatsız eden detaylardan birini paylaşacağım. Ancak bir uyarı yapmam şart, rahatsız olduğum konuların bazıları sadece beni ilgilendiren kişisel takıntılardan oluşuyor ama kadranda kaybolan ve okuma güçlüğüne yol açan ibreler veya karanlıkta saati okumayı zorlaştıran zayıf ışıltı (lume) gibi konular birçok saatseverin ortak sorunu.
Akrep, yelkovan, saniye
Saatlerde en sinir bozucu detaylardan biri ibrelerdir. Mesela kronograf ibresi saat 12’deki çizgiyi tam ortalamıyorsa o saate bakmak bile istemem. İbrenin ucunun hafifçe sağa veya sola kayması kadranı çok dengesiz gösteriyor. Quartz saatlerde ise saniye ibresinin dakika işaretlerini ıskalaması da ayrı bir dert. Hatta bu nedenle çok sevdiğim bir saatin saniye ibresini söktürmüştüm, saniye ibresi olmayınca çok ferahladım. Kadranla aynı renkteki akrep, yelkovan veya saniye ibreleri de okunurluğu zorlaştırıyor ve saati deneysel bir ürüne dönüştürüyor. Üst düzey saatlerde bu gariplikler teknik yenilik veya sanat eseri gibi sunulsa da bence anlamsız bir tasarım.
Asimetrik ve aşırı süslü tuhaf şekilli ibreler de cabası; bunlar saatleri basitleştiriyor ve kadrana ucuz bir hava katıyor, kaçınılmaz olarak uzak duruyorum. Özellikle, hantal yapısı nedeniyle kadranın bütün dengesini bozan “ağır” Mercedes ibresi en sevmediğim akrep türleri arasında ilk sırada geliyor. Bu obez akrep, o koca gövdesiyle bütün kadrana yayılırken onu Star Wars karakterlerinden Efendi Jabba”ya benzeten sadece ben miyim bilmiyorum.
Ocean to Orbit
Şu sıralar temiz, dengeli ve geceleri rahat okunabilecek kadar ışıltı (lume) yayan performansıyla tam aradığım tarz ibreleri çok beğendiğim Avustralyalı bir mikro-markada buldum. 2020’de Melbourne’de iki arkadaş tarafından hayata geçen bu markanın kurucuları otomobil tasarımcısı. Ocean to Orbit, David Dewitt (Ford) ve Siddhartha Kazami (Toyota) tarafından kurulmuş.
Ocean to Orbit”in Lhotse modelindeki ibreler dengeli duruşuyla bence enfes görünüyor. Lhotse”nin ibreleri kadranla uyumlu ve orantılı. Akrep ibresi zaten çok özgün, bir roket formunda tasarlanmış ve markanın adıyla da çok uyum içinde; Ocean to Orbit “okyanustan yörüngeye (uzaya)” anlamına geliyor, yelkovan da ek itici roketleri temsil ediyor. Yelkovan zamanın akışını ölçen temel unsur olduğu için, roketin (akrep) yolculuğunu destekleyen bir “itici güç” olarak düşünülmüş. İnce, hızlı, zarif olan saniye ibresi de kapsülü ve kapsülün Dünya’ya dönüşündeki hassasiyeti simgeliyormuş. (Ancak şu sıralar saniye ibresi dendiğinde daha önce müstakil bir yazıyla kendisinden söz ettiğim deneysel mikro-marka Kollokium’un Projekt 01 modelinde asa şeklindeki o müthiş saniye ibresi aklıma geliyor.)
Akrep, yelkovan, saniye
Saatlerde en sinir bozucu detaylardan biri ibrelerdir. Mesela kronograf ibresi saat 12’deki çizgiyi tam ortalamıyorsa o saate bakmak bile istemem. İbrenin ucunun hafifçe sağa veya sola kayması kadranı çok dengesiz gösteriyor. Quartz saatlerde ise saniye ibresinin dakika işaretlerini ıskalaması da ayrı bir dert. Hatta bu nedenle çok sevdiğim bir saatin saniye ibresini söktürmüştüm, saniye ibresi olmayınca çok ferahladım. Kadranla aynı renkteki akrep, yelkovan veya saniye ibreleri de okunurluğu zorlaştırıyor ve saati deneysel bir ürüne dönüştürüyor. Üst düzey saatlerde bu gariplikler teknik yenilik veya sanat eseri gibi sunulsa da bence anlamsız bir tasarım.
Asimetrik ve aşırı süslü tuhaf şekilli ibreler de cabası; bunlar saatleri basitleştiriyor ve kadrana ucuz bir hava katıyor, kaçınılmaz olarak uzak duruyorum. Özellikle, hantal yapısı nedeniyle kadranın bütün dengesini bozan “ağır” Mercedes ibresi en sevmediğim akrep türleri arasında ilk sırada geliyor. Bu obez akrep, o koca gövdesiyle bütün kadrana yayılırken onu Star Wars karakterlerinden Efendi Jabba”ya benzeten sadece ben miyim bilmiyorum.
Ocean to Orbit
Şu sıralar temiz, dengeli ve geceleri rahat okunabilecek kadar ışıltı (lume) yayan performansıyla tam aradığım tarz ibreleri çok beğendiğim Avustralyalı bir mikro-markada buldum. 2020’de Melbourne’de iki arkadaş tarafından hayata geçen bu markanın kurucuları otomobil tasarımcısı. Ocean to Orbit, David Dewitt (Ford) ve Siddhartha Kazami (Toyota) tarafından kurulmuş.
Ocean to Orbit”in Lhotse modelindeki ibreler dengeli duruşuyla bence enfes görünüyor. Lhotse”nin ibreleri kadranla uyumlu ve orantılı. Akrep ibresi zaten çok özgün, bir roket formunda tasarlanmış ve markanın adıyla da çok uyum içinde; Ocean to Orbit “okyanustan yörüngeye (uzaya)” anlamına geliyor, yelkovan da ek itici roketleri temsil ediyor. Yelkovan zamanın akışını ölçen temel unsur olduğu için, roketin (akrep) yolculuğunu destekleyen bir “itici güç” olarak düşünülmüş. İnce, hızlı, zarif olan saniye ibresi de kapsülü ve kapsülün Dünya’ya dönüşündeki hassasiyeti simgeliyormuş. (Ancak şu sıralar saniye ibresi dendiğinde daha önce müstakil bir yazıyla kendisinden söz ettiğim deneysel mikro-marka Kollokium’un Projekt 01 modelinde asa şeklindeki o müthiş saniye ibresi aklıma geliyor.)