🎰 MistyCasino’a Giriş Yapmak İçin Tıkla!

Netanyahu’nun kanlı koltuğu

M

Mistycasino

Administrator
Yönetici
68ec1da6af6c89f5a1fac9d6.jpg

Gazze’de çocukları, Filistin halkını katlederek, korkutup vatanlarını terk ettirme planında duvara toslayan Netanyahu, koltuğunu korumak adına şimdi de rehinelerin hayatlarını ne kadar önemsediği yalanına sarıldı... Gazze’de nihayet ateşkesin devreye girmesinden sonra yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında rehinelerin geri alınması hedefinin yerine getirildiğini söyledi hiç utanmadan... Sanki gerçekte böyle bir niyeti varmış gibi... Evet böyle bir hedefi olduğunu daha en başta dillendirdi, işine geldiği yerde de tekrarladı ama yaptıklarıyla bunun örtüşmediği, rehinelerin hayatları, kendi vatandaşlarının hiç umurunda falan olmadığı ortada. Hem de taa en başından beri... Rehine yakınlarıyla 7 Ekim’den ancak 1.5 ay sonra görüştü, vakit ayırabildi! Onda da sadece “kalbimiz sizinle” diyerek sanki dalga geçermiş gibi bir hava takındı... İsrailli bakanlar arasında “Rehineleri öyle fazla düşünmemeli, olabildiğince acımasız davranmalıyız” diyenlerin varlığı da bu akıl dışı, kan ve ölüm kokan tavrı daha da tetikledi. Yoksa gerçekten rehineler düşünülseydi, öyle bir niyet olsaydı daha farklı bir siyaset uygular, bugüne dek defalarca gündeme gelen ateşkes girişimlerini dikkate alırdı. Bu kadar insan ölmez, evine dönen rehine sayısı çok daha fazla olabilirdi...

Ama Netanyahu bilerek isteyerek Filistinli çocukları, kadınları hedef seçti, korku ve sistematik öldürme siyaseti uyguladı... Hatta bu aşağılık taktikle Hamas’ı tahrik ederek elindeki rehineleri öldürmeye zorladı, tuzağa çekmek istedi. Hamas bu tuzağa düşmediği gibi serbest bırakılan rehinelerin “bize çok iyi baktılar” şeklindeki açıklamalarıyla da Netanyahu hepten şuursuzlaştı. Hedef gözetmeksizin süren ağır bombardıman, topçu atışlarıyla da İsrail birçok rehineyi kendisi öldürdü. İsrail’in Filistinli sanıp öldürdüğü rehineler bile oldu... Hem de beyaz bayrak sallamalarına rağmen... Bu kepazelikleri nedeniyle İsrail halkının Netanyahu’ya yönelik tepkisi, öfkeleri de uzun zamandır sokaklara yansıyor.

✰ ✰ ✰

Netanyahu’nun şimdiki ateşkes anlaşmasını istemeyerek kabul ettiğinin herkes farkında... Rehinelerin bırakılmasından sonra uyduracağı bahanelerle kalıcı barış yolunu tıkama olasılığı da öyle... İsrail’in güvenilmezlik sicilini herkes biliyor yani. Ama bu noktada görünür bir başka realite de şu:

Trump, 7 Ekim’den bu yana Hamas’ın kaybının 58 bin olduğunu söylüyor ama İsrail’in kayıpları konusunda aynı açıklıkta ne ondan ne de Netanyahu’dan tek söz yok. Sızan bilgilere göre ise İsrail ordusunda savaşın gerçek yüzüyle karşılaşmadan kaynaklı korku, ruh sağlığı bozuklukları ve intihar vakaları artmış durumda. İsrail ordusu kaybının 6 bine yakın olduğuna dönük bilgiler var ancak gerçekte çok daha fazla olduğu söyleniyor... Yaralanan asker sayısı da bedensel engelliler listesine alınan 2 bin asker de dahil olmak üzere, 20 binin üzerinde. 30 bine yakın askerin psikolojik tedavi gördüğünü de bizzat İsrail Savunma Bakanlığı Rehabilitasyon Daire Başkanlığı duyurdu... Savaşa karşı çıkan ve askerlik yapmak istemeyen İsraillilerin protestoları sokaklara taştı... Ordusunu ikame etmekte zorlanan bir İsrail söz konusu. Ateşkes olmayıp da eğer karadan saldırılara devam etseydi çok daha fazla zayiat verecek durumdaydı... Dolayısıyla İsrail “Başarılıyım” dese bile bunu ne kendi kamuoyuna anlatabilir ne de dünyaya... İsrail toplumu bunların hesabını da soracaktır elbette Netanyahu’dan...

✰ ✰ ✰

Yani saldırganlığını, haklı, meşru göstermek adına iki yıldır Hamas’ın elindeki rehineleri canlı kalkan olarak kullanma palavrasını sallayan, şimdilerde “Eve dönüyorlar, hepsini kurtarıyoruz” diye Ulusa Sesleniş konuşması yapan Netanyahu’nun katilliği kadar yalancılığı da tescilli artık. Rehinelerin durumunu en iyi bilen bizzat kendisi ve İsrail istihbaratı MOSSAD olmasına rağmen halkına sürekli yalan söyledi, söylüyor. Dolayısıyla bugüne kadar ateşkes çağrılarını, girişimlerini reddeden, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde soykırım suçlamasıyla yargılanan Netanyahu, kendi halkının da katili aynı zamanda... Şuursuz davranışlarıyla ülkesini yalnızlaştıran, halkının da güvenliğini sağlayamayan bir başbakan konumunda... Bir yanda katlettiği Filistinli çocuklar, kadınlardan oluşan insanlık utancı, diğer yanda da ölümlerine neden olduğu rehineler ve kendi askerleri var... Kanlı koltuğunu korumak için yaptıklarıyla da hem ülkesinin hem de ordusunun karizmasını fena halde çizdirmiş durumda...
 
Geri
Üst