M
Mistycasino
Administrator
Yönetici
Sosyal medyada sık sık karşımıza çıkan bir ifade var:“Prenses erkekler.”İlk bakışta masum bir espri gibi durabilir. Hatta bazı psikoloji danışmanları ya da kişisel gelişim uzmanları, bunu gülümseten bir etiket olarak kullanıyor. Ama biraz derin düşündüğümüzde, bu tabirin erkekliği belirli kalıplara hapsettiğini ve bir grup erkeği açıkça ötekileştirdiğini görmek mümkün...
Bu deyim beni rahatsız ediyor. Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz....
“Erkek dediğin” kalıbı
“Erkek dediğin hesabı öder”, “erkek dediğin güçlüdür”, “erkek dediğin şöyle davranır” …
Bu cümleler hepimizin kulağına tanıdık geliyor. Bir erkeğin duygularını göstermesi, partneriyle sorumluluk paylaşması ya da geleneksel kodlara uymaması, hemen “prenses erkek” etiketine malzeme oluyor.
Bu dil, erkekleri tek tip bir role sıkıştırırken, farklı davranış biçimlerini küçümseyici bir tonda dışlıyor. Böylece toplumsal cinsiyet eşitliği yönünde yıllardır verilen emekler, bir sosyal medya esprisiyle gölgeleniyor.
Mizah mı, alay mı?
Mizah toplumsal tabuları kırabilir. Ancak alaycılıkla mizah arasındaki çizgi çok ince. “Prenses erkekler” ifadesi çoğunlukla alay içeriyor. Ve alay, bireylerin kendilerini eksik ya da değersiz hissetmesine yol açabiliyor. Bugün gülerek paylaştığımız bir ifade, yarın gençlerin davranış kalıplarını şekillendiren, ötekileştirici bir norm haline gelebilir.
Ötekileştirme ve İncel tehlikesi
İşte tam bu noktada daha ciddi bir mesele karşımıza çıkıyor:İncel akımı.
İncel, yani “involuntary celibate” (istemeden bekar) topluluklar, kendilerini toplumdan dışlanmış hisseden, reddedilme ve küçümsenme duygusuyla öfke biriktiren erkeklerden oluşuyor. Dünya genelinde bazı İncel gruplarının kadın düşmanlığı temelli şiddet eylemleri gerçekleştirdiği biliniyor.
Bugün “prenses erkekler” diyerek hafife aldığımız ötekileştirme, yarının İncel söylemlerini besleyen bir zemine dönüşebilir. Çünkü bu tür dil, erkeklerin “yeterince erkek” olmadıkları duygusunu pekiştiriyor ve onları radikalleşmeye daha açık hale getiriyor.
Dilimizin gücü
Küçük bir etiket, büyük sonuçlar doğurabilir. “Prenses erkekler” gibi söylemler, toplumda kadın-erkek ilişkilerini zedeleyen, kutuplaşmayı artıran ve öfkeyi besleyen bir işlev görüyor. Burada sorumluluk sadece sosyal medya kullanıcılarının değil, aynı zamanda bu ifadeyi “eğlenceli bir analiz” gibi sunan uzmanların da omzunda.
Çıkış yolu basit aslında; insanları kalıplara hapsetmeden, bireysel tercihleriyle kabul etmek. Mizah yaparken alay değil, kapsayıcılık üretmek. “Erkek dediğin” ya da “kadın dediğin” diye başlayan cümleleri geride bırakmak.
Çünkü unutmamak gerekir ki; dil, toplumun geleceğini inşa eden en güçlü araç... Bugün hafife aldığımız sözler, yarının tehlikeli akımlarına giden yolu döşeyebilir.