M
Mistycasino
Administrator
Yönetici

Betül Topaklı / Milliyet.com.tr -Dijital çağın temel taşlarından biri olan sosyal medya, kullanıcıların internet üzerinde içerik oluşturmasına, paylaşmasına, tartışmasına ve birbirleriyle etkileşim kurmasına olanak tanıyor. Günümüzde her yaştan birey kendi hesaplarını oluşturup sosyal medyayı kullanabiliyor. Özellikle lise ve üniversite çağındaki gençler arasında sosyal medyaya ilginin artması üzerine ABD'nin New York kentinde yerel yönetim, Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube'un aralarında bulunduğu büyük sosyal medya platformlarına, gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri gerekçesiyle dava açtı. New York yönetimi, davalı olarak Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube platformları ile bu platformların bağlı olduğu şirketlerin gösterildiği dilekçede, şirketleri platformlarını gençlere 'ciddi zarar verdiğini bilmelerine rağmen' bu şekilde tasarlayıp pazarladıkları gerekçesiyle ihmalkarlıkla suçladı. Peki, gerçekten psikolojik yönelimlerimizi algoritmalar mı şekillendiriyor?

'KAYGI VEYA DEPRESİF EĞİLİMLERE YOL AÇIYOR'
Sosyal medya platformlarının, bireyin doğal iletişim biçimlerini dönüştürerek insanı yapay bir sosyal çevreye yerleştirdiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Pelin Hazer, “Bu durumda yüz yüze iletişim becerilerini geliştiren insan alışagelmişin dışında bir iletişim düzeyine uyum sağlamaya çalışır. Dolayısıyla iletişim, zihin düzeyinde soyut bir deneyime dönüşür. Dış onay, dış geribildirimin yerini sanal bir sistem alır. Bu noktada kişi 'dijital özdeğer' geliştirir. Bu durum, özellikle kimlik gelişiminin sürdüğü ergenlik döneminde, benlik algısında kırılmalara, yetersizlik hissine ve sosyal karşılaştırma kaynaklı kaygı veya depresif eğilimlere yol açabilir. Böylece kişi, kim olduğunu değil, nasıl göründüğünü önemsemeye başlar. Bu durum kişinin en temel psikolojik ihtiyaçlarından olan gerçek bağ kapasitesini dönüştürür. Bu noktada etkileşimin tek taraflı olmadığını hatırlamak faydalı olacaktır. Algoritma kişinin ilgi alanları doğrultusunda gelişen bir yapıdadır. Bizim yönelimlerimiz algoritmayı beslerken, algoritma da bizim psikolojik yönelimlerimizi şekillendiriyor” yorumunu yaptı.
Cebinden Alman anahtarı çıkan cesedin gizemi sonunda çözüldü! Çığır açan gelişme
'ÇOCUKLAR VE GENÇLER BİLGİLENDİRİLMELİ'
Özellikle duygusal açıdan öfke, kıskançlık, korku, arzu gibi yoğun içeriklerin daha fazla etkileşim getirdiği için, sistemin bu duyguları tetikleyen içerikleri öne çıkarma eğiliminde olduğunu anlatan Klinik Psikolog Pelin Hazer, “Dolayısıyla başlangıçta yalnızca ilgimizi çeken bir şey izlerken, zamanla o duygunun içinde daha fazla kalmaya başlıyoruz. Bu, tıpkı yankı odası gibi çalışıyor ve kişi kendi duygusal örüntüsünü sürekli yeniden üreten bir dijital döngüye giriyor. Kısacası, neye yöneldiğimiz algoritmayı belirliyor ama algoritmanın nasıl çalıştığı da bizi o yönelimin içinde tutarak duygusal ve bilişsel bir kapanma yaratıyor. Böylece özgür seçim ile yönlendirilmiş dikkat arasındaki sınır bulanıklaşıyor. Sonuç olarak sosyal medyada etkileşimi insanı etkiliyor, bu noktada yapılabilecek şey çocukları, gençleri sosyal medya kullanımı hakkında bilgilendirmek” diye konuştu.
Alıntı Metni

‘GENÇLER SOSYAL MEDYAYA BAĞIMLI’
“Gençlerin sosyal medya platformlarına kitlesel biçimde bağımlı hale geldiğini söylemek mümkün” diyen Klinik Psikolog Pelin Hazer, “Çünkü günümüzde sosyal medya, gençlerin kimlik oluşturma, sosyal ilişkiler kurma ve aidiyet hissetme süreçlerinin merkezinde yer alıyor. Dopamin temelli ödül mekanizmasını harekete geçiren 'beğeni', 'yorum' ve 'takipçi' gibi geri bildirim sistemleri, bu bağımlılığı sürekli olarak pekiştiriyor. Bununla birlikte, sosyal medya artık çağımızın normali haline geldi ve dijital etkileşim, özellikle gençler için sosyal yaşamın ve kendini ifade etmenin doğal bir parçası oldu. Ancak bu normalleşme, tehlikeyi ortadan kaldırmaz tam tersine farkındalığı azaltır. Gerçek bağlantılarla dijital etkileşim arasındaki sınır silikleştiğinde, gençler kendi duygusal deneyimlerini de algoritmaların yönlendirmesine bırakabilir. Bu nedenle sorun, sosyal medyayı kullanmak ya da kullanmamak değil; onunla nasıl, ne kadar ve hangi bilinç düzeyinde temas edildiğidir” uyarısında bulundu.
Özay Şendir yazdı: Erdoğan’ın üçüncü 'One minute' çıkışı...
‘YENİ KUŞAK İÇİN ARTIK KAÇINILMAZ’
Ebeveynlerin, çocuklarını sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korumak için yasaklayıcı bir tutumdan ziyade, farkındalık ve rehberlik temelli bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğine vurgu yapan Klinik Psikolog Pelin Hazer, “Öncelikle ebeveynlerin sosyal medya ve ekran kullanımı konusunda iyi bir rol model olmaları büyük önem taşır. Ardından, çocuklarına doğru kullanım konusunda bilgi vererek onları dijital dünyanın dinamikleri hakkında bilinçlendirmeleri gerekir. Birlikte sosyal medyanın nasıl işlediğini konuşmak, paylaşımların kalıcılığı ve gizlilik sınırları üzerine açık bir iletişim kurmak güven duygusunu pekiştirir. Bunun yanında, yaşa uygun sınırlar koymak, ekran süresini düzenlemek ve spor, sanat, doğa gibi dijital dışı etkinliklerle denge kurmalarını desteklemek çocuğun ruhsal gelişimi açısından koruyucudur. En önemlisi, çocukla güvene dayalı bir ilişki kurarak onun duygusal ihtiyaçlarını fark etmek, dijital dünyanın sunduğu yapay onay mekanizmalarının etkisini azaltır. Son olarak, medya kullanımının yeni kuşak için artık kaçınılmaz bir gerçeklik olduğunu kabul etmek, ebeveynlerin daha anlayışlı ve bilinçli bir tutum geliştirmesine yardımcı olacaktır” tavsiyelerini verdi.
7 yıl önce televizyon programına evlendiler, şimdi ormanda yaşıyorlar! ‘2 çocuğumla bir döşeğin üzerinde kalıyoruz’
PSİKOLOJİK DESTEĞE İHTİYACI ARTIYOR
"New York yönetiminin sosyal medya şirketlerine karşı açtığı bu dava, aslında uzun süredir gündemde olan bir sorunu resmi olarak ortaya koyuyor” diyen Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Bugün sosyal medya platformları, gençlerin günlük hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiş durumda ve ne yazık ki bu durumun psikolojik etkileri yadsınamaz. Özellikle depresyon, anksiyete ve yeme bozuklukları gibi sorunların artışında, sosyal medyanın tasarım ve pazarlama stratejilerinin büyük etkisi olduğu görülüyor. Yasa dışı bahis ve kumara teşvik de cabası… Dava dilekçesinde de belirtildiği gibi, şirketler gençlerin dikkatini çekmek ve etkileşimi artırmak için algoritmalarını bilinçli olarak bağımlılık yaratacak şekilde tasarlıyor. Bu durum, sadece bireysel sağlığı etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda okullar ve kamu sağlık sistemleri üzerinde de ciddi bir yük oluşturuyor. Gençlerin psikolojik destek ihtiyacı artarken, kaynaklar yetersiz kalıyor ve toplumsal bir sorun haline geliyor” dedi.
Alıntı Metni

‘YENİ ÖNLEMLER ALMAK ZORUNDA KALACAKLAR’
Açılan davanın, sosyal medya platformları üzerinde ciddi bir baskı oluşturacağına dikkat çeken Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Özellikle Facebook, Instagram, TikTok ve YouTube gibi büyük şirketler, gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkiler konusunda daha şeffaf olmak ve yeni önlemler almak zorunda kalacaklar. Bu durum, algoritmaların gözden geçirilmesini, bağımlılık yaratıcı içeriklerin sınırlandırılmasını ve platform içi uyarı sistemlerinin güçlendirilmesini tetikleyebilir. Ayrıca dava süreci, diğer ülkeler ve eyaletlerde de benzer yasal girişimlerin artmasına yol açabilir. Sosyal medya şirketleri, sadece ABD’de değil, global ölçekte sorumluluklarının farkına varmak durumunda kalacaklar. Bu da kullanıcı güvenliğini artıran politikaların ve düzenlemelerin hızlanmasına neden olabilir. Özellikle genç kullanıcılar için yaş sınırlamaları ve içerik filtreleri daha ciddi bir şekilde uygulanabilir” bilgilerini paylaştı.
‘ŞİRKETLERİN İTİBARINI DA ETKİLEYECEK’
“Davanın yansımaları, şirketlerin itibarını da net etkileyecektir” diyen Adli Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Kamuoyunda, gençleri hedef alan ve zarar veren bir algının oluşması, markaların prestijini zedeleyebilir. Reklam ortakları ve yatırımcılar da bu tür riskleri göz önünde bulundurmak zorunda kalacaklarından, platformlar daha dikkatli stratejiler geliştirmek durumunda kalacak. Bir de şunu ekleyecek olursam, bu dava sosyal medya şirketlerini gelecekteki düzenlemelere ve yasal yükümlülüklere hazırlamak açısından da önemli. Mevcut durumun hukuki çerçevede sorgulanması, şirketlerin politikalarını sadece kullanıcı çekmek üzerine kurmaktan çıkarıp, gençlerin güvenliği ve ruh sağlığını ön planda tutacak şekilde değiştirmelerini teşvik edebilir” açıklamasında bulundu.
Peşinatsız, faizsiz yeni konut kampanyası duyuruldu! 2+1 ve 1+1 evlerde ödemeler nasıl olacak?
Mert Aydın'dan Milli Takım için hoca uyarısı! 'Montella’nın altını oymaya çalışmayın!'