M
Mistycasino
Administrator
Yönetici
Futbolumuzda, hele ki Beşiktaş'ta başka dert yokmuş gibi, şimdi de kaptanlık konusu gündemin ilk sırasına oturdu.
Buradan alacağımız türlü türlü dersler çıktı!
Birincisi, kaleciden kaptan olmaz. İkincisi, belli yaş grubunda olan futbolcular, takımların doğal kaptanıdır, pazubanda gerek yoktur.
Özdemir Asaf bile demedi mi, "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler" diye... Demek ki, Beşiktaş'ta sorunların çözümündeki ilk hamle liderlerden, yani kaptanlardan başlamalıydı.
Siyah-beyazlı yönetimin savına göre; Muslera bu sezon Galatasaray'da kalsa, kaptanlığı alınması gerekirdi. Malum hem kaleci hem de doğal kaptandı.
Mert'in de en büyük şanssızlığı, Galatasaray maçındaki sarı kartıydı. Ya kaptan olmayıp, orada bulunsaydı... Ya üstüne bir de kırmızıyla cezalandırılsaydı. Vay haline...
Beşiktaş tribünlerinde, en azından bazılarının vefasızlığı belki Mert Günok'u daha fazla yıprattı. Necip oynamadığı için Mert başrolü kaptı.
Belli mi olur, Mert'in yerine Ersin oynar, hem de kötü oynar; o zaman çare yok, Orkun Kökçü kaleye geçer!
Başkan Serdal Adalı, Solskjaer döneminden geciken bir hamle olduğunu açıkladı. Keşke Galatasaray gibi sezon başında bir operasyon yapılsaydı. Bakın hiç Icardi tartışılıyor mu? Liderlik, karakter, ne ararsan var. Pazubandına sevgilisinin ve kızlarının isimlerini yazarak sahaya çıktı. Yakında, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarını bastırıp çıkarsa şaşırma! Ama en çok da Wanda Nara üzülmüştür. Böyle bir fırsatı kaçırdığı için...
Merakım, sezon başında yönetimin aldığı bu karara, Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın da onay verdi mi? Yoksa söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil modunda mı?
Doğru mu bilmiyorum ama, Orkun Kökçü transfer için ikna edilirken, 25 milyon euro bonservis, 5 milyon euro garanti ücret ve üstüne kaptanlık bonusu!
Öyleyse Osimhen bu işte çırak çıktı. Muslera'nın gittiği bir dönemde pekala kaptanlık şartını ortaya koyardı. Üstelik kapardı da...
Liderlik demek ki açık artırmayla, kaptanlık sadece santrayla...
Hey gidi hey... Şeref Bey, Baba Hakkı, Sanlı Kaptan, Mehmet Ekşi, Samet Aybaba, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez ve isimlerini buraya yazamadığım onlarca isim, demek ki boşu boşuna beklemiş. Beşiktaş'ta liderlik bu kadar kolay şeymiş.
NOT: Bu yazı, Beşiktaş'ın Konya maçı öncesinde yazılmıştır. Mert’in yerine Ersin’in oynaması, Kaptan Orkun'un asisti, 2. kaptan Ndidi'nin golü hiç mi hiç önemli değildir. Olaya sadece prensipler gözüyle bakmanızı rica ederim.
Gerek değil gelenek
Taraftar için her ne kadar önemli olmasa da, aslında Beşiktaş'ta Divan Başkanlığı çok önemli... Kulüp Başkanı ile Divan Başkanı arasında geçenleri birçok kişi hatırlıyor. Hasan Arat ile Tevfik Yamantürk arasındaki kavga karakolda bitmişti.
Böyle bir kaosun ardından Divan'a "baş" olmak isteyen 5 aday birden ortaya çıktı.
Sonuçta Ahmet Ürkmezgil, sandıktan yaklaşık 200 oy farkla çıktı.
Süleyman Seba Müzesi ve Divan için sosyal tesis sözü veren Ürkmezgil, "Kazanamasam bile yapacağım" diyerek gönülleri fethetti. Bu, "seçim siyaseti"nin bir gereği değil, karşılık beklemeden Beşiktaşlı olmanın geleneğiydi.
Artık o günler geçti. Kimse yeni bir Arat-Yamantürk gerilimi beklemesin. Çünkü ne Serdal Adalı bir Arat, ne de Ahmet Ürkmezgil bir Yamantürk... İki "nazik" insan, umarım geleceğe "nezaket" dersi verir.
Tıpkı F.Bahçe'deki gibi
Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'de yaldızlarının döküldüğünü söylemiştik ya, bunun bir ispatı da Benfica'da yaşanıyor.
Avrupa'nın özel adamı, Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına en büyük destek verdiği Benfica ile 2'de 0 yaptı. En son Newcastle United'a 3-0 mağlup olurken, yine bahaneleri ardı ardına sıraladı.
Tıpkı Fenerbahçe'deki gibi...
Saygı istiyor ama...
Napoli Başkanı Aurelio De Laurentiis'in dahiyane fikirleri artık uluslararası boyutlara ulaştı. İtalyan patron, şimdi milli takımlar için bir düşünce ileri sürmüş:
"Milli takımlara 23 yaş sınırı gelmeli. 37, 35, 34 ve 30 yaşındaki oyuncuları oynatırsan ve bunlar sakatlanırsa, yerel liglere zarar vermiş olursun. Bu liglere saygı gösterilmiyor."
Kendi de milli takımlara saygı göstermiyor oysa...
Buradan alacağımız türlü türlü dersler çıktı!
Birincisi, kaleciden kaptan olmaz. İkincisi, belli yaş grubunda olan futbolcular, takımların doğal kaptanıdır, pazubanda gerek yoktur.
Özdemir Asaf bile demedi mi, "Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu. Birinciliği beyaza verdiler" diye... Demek ki, Beşiktaş'ta sorunların çözümündeki ilk hamle liderlerden, yani kaptanlardan başlamalıydı.
Siyah-beyazlı yönetimin savına göre; Muslera bu sezon Galatasaray'da kalsa, kaptanlığı alınması gerekirdi. Malum hem kaleci hem de doğal kaptandı.
Mert'in de en büyük şanssızlığı, Galatasaray maçındaki sarı kartıydı. Ya kaptan olmayıp, orada bulunsaydı... Ya üstüne bir de kırmızıyla cezalandırılsaydı. Vay haline...
Beşiktaş tribünlerinde, en azından bazılarının vefasızlığı belki Mert Günok'u daha fazla yıprattı. Necip oynamadığı için Mert başrolü kaptı.
Belli mi olur, Mert'in yerine Ersin oynar, hem de kötü oynar; o zaman çare yok, Orkun Kökçü kaleye geçer!
Başkan Serdal Adalı, Solskjaer döneminden geciken bir hamle olduğunu açıkladı. Keşke Galatasaray gibi sezon başında bir operasyon yapılsaydı. Bakın hiç Icardi tartışılıyor mu? Liderlik, karakter, ne ararsan var. Pazubandına sevgilisinin ve kızlarının isimlerini yazarak sahaya çıktı. Yakında, sosyal medyada paylaştığı fotoğraflarını bastırıp çıkarsa şaşırma! Ama en çok da Wanda Nara üzülmüştür. Böyle bir fırsatı kaçırdığı için...
Merakım, sezon başında yönetimin aldığı bu karara, Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın da onay verdi mi? Yoksa söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil modunda mı?
Doğru mu bilmiyorum ama, Orkun Kökçü transfer için ikna edilirken, 25 milyon euro bonservis, 5 milyon euro garanti ücret ve üstüne kaptanlık bonusu!
Öyleyse Osimhen bu işte çırak çıktı. Muslera'nın gittiği bir dönemde pekala kaptanlık şartını ortaya koyardı. Üstelik kapardı da...
Liderlik demek ki açık artırmayla, kaptanlık sadece santrayla...
Hey gidi hey... Şeref Bey, Baba Hakkı, Sanlı Kaptan, Mehmet Ekşi, Samet Aybaba, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez ve isimlerini buraya yazamadığım onlarca isim, demek ki boşu boşuna beklemiş. Beşiktaş'ta liderlik bu kadar kolay şeymiş.
NOT: Bu yazı, Beşiktaş'ın Konya maçı öncesinde yazılmıştır. Mert’in yerine Ersin’in oynaması, Kaptan Orkun'un asisti, 2. kaptan Ndidi'nin golü hiç mi hiç önemli değildir. Olaya sadece prensipler gözüyle bakmanızı rica ederim.
Gerek değil gelenek
Taraftar için her ne kadar önemli olmasa da, aslında Beşiktaş'ta Divan Başkanlığı çok önemli... Kulüp Başkanı ile Divan Başkanı arasında geçenleri birçok kişi hatırlıyor. Hasan Arat ile Tevfik Yamantürk arasındaki kavga karakolda bitmişti.
Böyle bir kaosun ardından Divan'a "baş" olmak isteyen 5 aday birden ortaya çıktı.
Sonuçta Ahmet Ürkmezgil, sandıktan yaklaşık 200 oy farkla çıktı.
Süleyman Seba Müzesi ve Divan için sosyal tesis sözü veren Ürkmezgil, "Kazanamasam bile yapacağım" diyerek gönülleri fethetti. Bu, "seçim siyaseti"nin bir gereği değil, karşılık beklemeden Beşiktaşlı olmanın geleneğiydi.
Artık o günler geçti. Kimse yeni bir Arat-Yamantürk gerilimi beklemesin. Çünkü ne Serdal Adalı bir Arat, ne de Ahmet Ürkmezgil bir Yamantürk... İki "nazik" insan, umarım geleceğe "nezaket" dersi verir.
Tıpkı F.Bahçe'deki gibi
Jose Mourinho'nun Fenerbahçe'de yaldızlarının döküldüğünü söylemiştik ya, bunun bir ispatı da Benfica'da yaşanıyor.
Avrupa'nın özel adamı, Şampiyonlar Ligi'ne katılmasına en büyük destek verdiği Benfica ile 2'de 0 yaptı. En son Newcastle United'a 3-0 mağlup olurken, yine bahaneleri ardı ardına sıraladı.
Tıpkı Fenerbahçe'deki gibi...
Saygı istiyor ama...
Napoli Başkanı Aurelio De Laurentiis'in dahiyane fikirleri artık uluslararası boyutlara ulaştı. İtalyan patron, şimdi milli takımlar için bir düşünce ileri sürmüş:
"Milli takımlara 23 yaş sınırı gelmeli. 37, 35, 34 ve 30 yaşındaki oyuncuları oynatırsan ve bunlar sakatlanırsa, yerel liglere zarar vermiş olursun. Bu liglere saygı gösterilmiyor."
Kendi de milli takımlara saygı göstermiyor oysa...