🎰 MistyCasino’a Giriş Yapmak İçin Tıkla!

Fikri ayrılık Fizikileşir mi?

M

Mistycasino

Administrator
Yönetici
68fea48936206bb89d50611a.jpg

Mahkeme “Mutlak Butlan yok” kararıyla CHP Genel Merkezi’ne rahat bir nefes aldırdı. Türk siyaseti açısından da aylardır, konuşulan tartışılan bir belirsizlik ortadan kalktı...Mahkeme kararındaki “aktif husumet yokluğu” gerekçesinden de öğrendik ki; davanın davacısı ya da davacıları yanlış kişilermiş, hiçbirisinin husumet ehliyeti bulunmuyormuş...Hukukçulara göre; bu davanın davacısı olması gereken kişi bizzat Kılıçdaroğlu’ymuş aslında. Çünkü kurultayda Özel ile Kılıçdaroğlu yarıştı, dolayısıyla Kılıçdaroğlu’nun burada bir şahsi menfaati vardı..Ancak Kılıçdaroğlu,bilgisine başvurulmak ya da mağdur sıfatıyla yapılan çağrılarda bile “Partimi, adliye koridorlarında konuşmam, tartıştırmam” diye ifade vermeye gitmedi malum...Onun içinde Kılıçdaroğlu davacı olsaydı, farklı bir durum söz konusu olabilirmiydi diye konuşmaya, tartışmaya gerek yok. Zaten geçti artık, kafa yormak anlamsız.. Dava konusu olan 38’inci kurultayla ilgili gelinen nokta; itiraz yolu açık olan yargı sürecinin tamamlanması kararın kesinleşmesi sadece...Ama aynı kurultayla ilgili “oylamaya hile karıştırma” iddiasıyla kişiler hakkında açılan ve henüz devam eden ceza davası var bir de... O davada da Kılıçdaroğlu mağdur sıfatıyla yer alıyor ve kişilerin suçlu olup olmadığına mahkeme karar verecek yine...Onun içinde 38’inci kurultay muhabbeti hepten o zaman sonlanacak ancak...Hukuksal anlamda tabii...

★★★​

Şu anki sonuçlar açısından denildiğinde ise Özgür Özel’in partide daha da güçlendiği açık, hoş tersi olsaydı bu sefer de siyaseten güçlenecekti. Mutlak Butlan kararı çıksaydı partinin ikiye ayrılma olasılığı tartışılırken şimdi roller değişti. CHP’den ayrılıp başka parti kurmayı düşünenler Özel ve İmamoğlu ekibi diye bakılırken, bugün Kılıçdaroğlu’na daha yakın isimlerin böyle bir arayış içinde olduğu konuşuluyor.. “Artık bu çatı altında siyaset yapma şansımız kalmadı”diye... Toplu disiplin soruşturmaları, ihraçlar da bunu tetikler nitelikte...Böyle bakıldığında da kurultaylar partisi denilen ve Kasım ayının sonunda yeni bir kurultaya hazırlanan CHP Genel Merkezi’nin atacağı adımlar kritik önemde. Parti içi dalgalanmalar, kavgaları sonlandırmak veya çok daha keskinleştirmek anlamında...Bunun içinde öncelikle 38’inci kurultay sonrası gelişmelerle yüzleşmeleri şart. Zira çok daha eskilerdeki tartışmalarda,çekişmelerde kurultay bittiğinde; kurultay salonda kaldı, tartışmaları bırakıp önümüze bakalım denilirdi. Kurultayı kazanan, kızgın, küskün kaybedenlere karşı kucaklayıcı, kapsayıcı olurdu. Ama göründüğü kadarıyla burada kazananlar, kaybedenlerden daha öfkeli ve kızgınlar. Tasfiye, dışlanma olayları, buna tepki olarak da istifa, toplu protesto her şey oldu. Aday gösterilmeyen, istifa eden, parti yönetimini suçladı kurultayda Kılıçdaroğlu’na destek verdikleri için tasfiye edildikleri gerekçesiyle...İmamoğlu ve Özel isteselerdi hiç böyle bir durumda olmazdı yani..Dava falanda belki...

Dolayısıyla CHP’deki dışlayıcı tavrın devam etmesi durumunda zaten psikolojik olarak oluşmuş “biz burada artık siyaset yapamayız” duygusuyla hareketlenmeler artacaktır. Hele de CHP Disiplin Kurulu yoğun mesailerine aynı tempoda devam ederse. Bu noktada yanıtı merak edilen soru da şu elbette:

Fikri ayrılık fiziki ayrılağa dönüşür mü? Yoksa “hepimiz kardeşiz” deyip bir kucaklaşma olabilir mi?

Bunun içinde kritik kritik eşik kasım ayındaki CHP kurultayı...Orada aynı görüntü devam eder,sadece tasfiye öncelenirse, bir bütünleşme görüntüsü çıkmazsa o kurultay sonrasında da CHP’de sancılar devam edecektir büyük olasılıkla..Ki; daha şimdiden “bu saatten sonra o kadar davalık mesele, husumet üstüne Özel ya da onun yanındaki isimler açısından kucaklaşma çok da mümkün görünmüyor” havası ağırlıkta zaten...

★★★​

Oysa CHP’nin artık ana muhalefet rolünü oynaması lazım. Belediye seçimlerinde yakaladığı ivmeye dönüp, herşeye kumpas, iftira mantığıyla bakmadan,biraz da özeleştiri yaparak bu türbülanstan çıkması gerekir. Türkiye’nin güçlü bir ana muhalefete ihtiyacı var. Sürekli daha sandık bile ortada yokken “biz kazandık,bitti bu iş” söyleminden egosundan sıyrılmak, ülke sorunlarına odaklanıp,bunları konuşmak,konuşturmak anlamında....Hep başkalarını suçlayarak, sadece kişiler odaklı ve parti içi meseleler çekişmeler değil sokağa dönük siyaset yani...
 
Geri
Üst