M
Mistycasino
Administrator
Yönetici

Edebiyatta “gerçekçilik” olarak bilinen Realizm, gözlem ve nesnelliği ön plana çıkaran bir sanat anlayışıdır. Sanatın, hayattan kopuk bir ideal yaratmak yerine, yaşamın aynası olması gerektiğini savunur. Gerçek duyguların, sıradan insanların ve günlük yaşamın anlatıldığı bu akım, sanatçının kendi yorumundan çok toplumun ve bireyin gerçekliğine yer verir. Türk edebiyatında da önemli isimler tarafından benimsenen Realizm, roman, hikâye ve tiyatro gibi türlerde kalıcı etkiler bırakmıştır.
REALİZM NEDİR?
Realizm, Latince “realis” yani “gerçek” kelimesinden türetilmiştir. Bu akımın en temel amacı, insanın iç dünyasından çok toplumsal gerçekleri, günlük yaşamın sıradan yönlerini ve gözlemlenebilir olayları tarafsız bir biçimde anlatmaktır. Realist yazarlar, olayları kendi duygularıyla süslemek yerine nesnel bir gözle bakarak aktarırlar. Bu sayede okur, olayları sanki bizzat yaşıyormuş gibi deneyimleyebilir.
Romantizmin aksine Realizm’de kahramanlar olağanüstü değildir; sıradan insanların hikâyeleri işlenir. Aşk, mücadele, yoksulluk, adalet gibi temalar, hayatın içinden örneklerle sunulur. Dil sade, anlatım yalın ve doğaldır. Realist eserlerde betimlemeler ayrıntılıdır; yazarlar çevreyi, karakterleri ve olayları ayrıntılı gözlemlerle aktarır.
REALİZM AKIMININ ÖZELLİKLERİ
Realizm akımında gözlem ve deneyim büyük önem taşır. Yazar, olayları birebir gözlemleyerek yazıya döker ve karakterleri toplumsal çevreleriyle birlikte ele alır. Kurguda neden-sonuç ilişkisi vardır; olaylar mantıksal bir sırayla gelişir. Abartı, duygusallık veya hayal gücü ikinci plandadır.
Realist eserlerde yazar, anlatının içine duygusal müdahalede bulunmaz. Nesnellik, tarafsızlık ve ölçülülük ön plandadır. Bu sayede okuyucu, olayların nasıl geliştiğini değil, neden öyle geliştiğini anlamaya yönlendirilir. Dil her zaman doğal konuşma diline yakın tutulur.
REALİZMİN KURUCUSU KİMDİR?
Realizm akımının kurucusu olarak Fransız yazar Gustave Flaubert kabul edilir. Flaubert’in en bilinen eseri Madame Bovary, Realizm akımının en güçlü örneklerinden biridir. Bu roman, dönemin taşra yaşamını, bireyin içsel sıkışmışlığını ve toplumsal baskıları gerçekçi bir şekilde anlatmasıyla öne çıkar. Ayrıca Balzac, Stendhal ve Maupassant gibi yazarlar da Realizm akımının gelişiminde büyük rol oynamıştır.
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM AKIMI TEMSİLCİLERİ
Türk edebiyatında Realizm, Tanzimat döneminin ikinci yarısında etkili olmaya başlamıştır. Batı edebiyatıyla artan etkileşim, özellikle roman türünde gerçekçi bir anlatımın gelişmesine katkı sağlamıştır.
Realizmin Türk edebiyatındaki önemli temsilcileri arasında Recaizade Mahmut Ekrem, Halit Ziya Uşaklıgil, Sami Paşazade Sezai ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu yer alır. Bu yazarlar, eserlerinde toplumsal değişimi, bireylerin içsel çatışmalarını ve dönemin sosyal yaşamını gerçekçi bir bakış açısıyla ele almıştır.
Halit Ziya’nın Mai ve Siyah ve Aşk-ı Memnu romanları, Türk edebiyatında realizmin en güçlü örnekleri arasında sayılır. Yakup Kadri’nin Yaban adlı eseri ise Anadolu insanının gerçek yaşam koşullarını, savaş sonrası toplum yapısını yalın bir dille anlatmasıyla Realist çizgiyi sürdürmüştür.